31 Mayıs 2016 Salı

Saçlarımın örgülerini seven adam..
Göğsünde uyuduğumda kalbinde çalan müzikle şimdi başkaları dans ediyorsa;
uykularım haram, kulaklarım sağır, ruhum öksüz kalır.
Dudakların bir başkasının adını aşkla aynı cümlede anıyorsa eğer, sulara gömülsün yeryüzün orada hayat olmasa da olur. Benim senimi kirletme bana geri gel!

8 Kasım 2015 Pazar

üzerine ne söylenebilir ki.. şarkılar bazen çok şey anlatır..

Aşk canını yaktı demek
Bense sevda küllerinim
Her dolunay gecesinde
Gökyüzünden topluyorum
Olunmaz dert gibi değil
Bulunmaz deva gibi
Kaybetmekten korkarak
Başucumda saklıyorum
özlemekten uyandığım sabahlar bitecek diye
Yitirmekten korktuğum başucumda saklıyorum
Bir tek sesim kalsa onuda rüzgar alsa
Yarin yanağına değmeden olmaz
Ah bu sevda tekmiş
Koca ömrüme yetmiş
Göklerde aranır yerde bulunmazmış
Buluta yükü sorulmazmış
Şurda olmayan ev varya
işte bizim evimizdir
önümden her geçişinde
hep aynı çocuğun sesi
Büyük olur derler ya hep
Büyük düşlerin kırıkları
Saklaması zor olurmuş izlerini
Bir tek sesim kalsa onuda rüzgar alsa
Yarin yanağına değmeden olmaz
Ah bu sevda tekmiş
Koca ömrüme yetmiş
Göklerde aranır yerde bulunmazmış
Buluta yükü sorulmazmış.

11 Ekim 2015 Pazar

Bi' dilek tut sonra üfle 🎂


Bir pasta birkac mum
Saat gece yarisinda bir kapi zili
Her ihtimal dahildi geceye
Teninde baska parfum
Yastiginda baska biri
Ya da sadece ikimizin nefesi
En cok da ask
Islak
Sırılsıklam
Gece, gece yarısına varamadan
Sen öldün ben öldüm biz öldük
Kutlu olsun 
"ikibinonbeşinonuncuayınınonikisi"

Yavaş Yavaş

Bir musibet bin nasihatten hayırlı...

Görmüyor insan bir adım geri çekilmeden. Koca koca laflar ederken her olayda, kendisine çare bulamıyor. İnanmak istemiyor gerçeklere ya da kendi inandığı gerçek olsun diye çabalıyor. 

Güvenmek bu kadar zorken, hayal kırıklığı o kadar daha can yakıyor. Yaş büyütmüyor adamı, yaşadıkları büyütüyor diyorlar. 

Yanlış-mış-

Yaşadıklarından ne anladığınmış aslında seni büyüten.

Ben de büyük bir adama aşık olmuştum. O kadar büyüktü ki, gözüm kapalı gidebilir gibiydim elinden tutunca. O kadar zor hissetmiştim ki. Gözlerimi o kadar zor kapamıştım ki. Keşke hiç kapatmasaymışım...

Her şeyi ben yapardım. Kimseye ihtiyacım yoktu. Kendi yağımı kendim kavururdum, iyiydim. O geldi, kaşığı tutar gibi yaptı, tuttu sandım. Vermemek için direttim, çabalamadı. Sonra vermek istedim. Birlikte olalım istedim. Kolaydı böyle çok. İpleri tamamen bırakabilirim sandım. Onun yaptığı bisikletin selesini tutar gibi yapıp tutmamasıymış aslında. Düşünce anladım. 

Keşke dizim kanasaydı, kalbim kanadı.

Çok ağladım, doğru. Bağıra çağıra ağladım. Babam bile sadece başımı okşayabildi. Hırslandım, kimseden de çıkaramadım içimde patladı. Saçı başı yolunacak kızlar geldi gözümün önüne, durdum, düşündüm. Onlar da sadece bisiklete biniyorlardı belki tutuyorsun sanarak. Yazıktı.

O adam öyle büyük bir adam da değilmiş aslında, numarası büyük camların arkasından bakmışım. Diline kanmışım, şeytana papucunu ters giydirip tüyünü çalacak diline. Çok okumuş olmak değilmiş büyümek, hazmedebilmekmiş. Kalbe değer verebilmekmiş. Ve daha birsürü şey. Diplomalar, aferinler, şakşaklar. Boş işler bunlar. İskambilden evler dikersin emek emek, üniformanın havasıyla ezer geçersin. Aynen bu oldu işte. (e bay de harika modelleri var al duvarına asarsın performansı artırır)

Benim öfkem de aşkım da sanaydı çıkardım aradan herkesi. Sakinledim, sakinliyorum. Geçmeyen yara yok elbette bu da geçer de bu kadar derine inmeseydin keşke.




8 Ekim 2015 Perşembe

Şimdi ne kadar da anlamlı...

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor 
Onlardan kalbime sevda geçmiyor 
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor 
Çünkü bence şimdi herkes gibisin 

Yolunu beklerken daha dün gece 
Kaçıyorum bugün senden gizlice 
Kalbime baktım da işte iyice 
Anladım ki sen de herkes gibisin 

Büsbütün unuttum seni eminim 
Maziye karıştı şimdi yeminim 
Kalbimde senin için yok bile kinim 
Bence sen de şimdi herkes gibisin

                                 Nazım...

HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN !

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan “Bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?” diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi
halin cezanda indirim sağlamaz.

Sen, “Ama senin için şunu yaptım” derken o, “şunu
yapmadın” diye cevap verecektir. Ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması
gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,
güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
“Peki o ne yaptı” deme. Herkes kendinden sorumludur
aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik
yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o
lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. “Acılara tutunarak”
yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki…. Epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası….

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini…

NAZIM HİKMET RAN 

23 Eylül 2015 Çarşamba

Kalbim çok konuşuyor. Susturamıyorum.

Harca boşa zamanımızı. Bak bir gün daha sen bensiz, ben sensiz. Ne kadar da bonkörmüşsün. Gidiyor elimizden bağıra çağıra, duymuyorsun.

Sana hoşçakallarım da var, hiç gidemeyişlerim de. Kırılan kalbimin kendi kendine iyileştirme çabaları. Farkında bile değilsin.

Gelecek günlere pişmanlıklar ekiyorsun, yapma. Bizim ormanlarımız olsun huzurla. Sen neden orda uyuyorsun, uyuma.  Duvarlara bakma ya da bir başkasına. 

Bence gel buraya. Ne işin varki oralarda. Ya da gel de bana. 

Gözlerimin içinden güldürebilirken beni kalbimi böyle ağlatma. Geçiyor zaman gel, elimi tut ve bırakma. 

Romeo güzel günler var benimle yaşa...